Uzun anlatacağım bu sefer. Bitmeyecek gibi geliyor. Sıkıntım
yok, sadece herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda aniden ''neredeyim ben
lan?'' durumu bu. ve burada imla kurallarınıza da uymayacağım. Karmaşık olan
şu; sahiplik durumu. Bahsedeceğim şeyler hormonların, insanın konuşmasına
(kastedilen yazmak) olan etkisinden değil. Belki de öyledir. Aslında hep
öyledir. Aslında, asıl diye bir şey deyoktur. Hep'in olmadığı gibi. Şimdi
burada Hep'e bir anlam yüklemişim gibi görünüyor değil mi? evet yükledim. Onu
zaten cepteymiş gibi gördüğümden mi? evet ondan. Asıl'dan (bak şimdi asıl'a da
yüklüyorum) söz ederken, hep; sanki hep benimleymiş de sanki sizin haberiniz
yokmuş gibi söyledim. Peki neden? çünkü hep bana ait. benim olan. benimle olan.
yabancı dille düşünüyorum bu yazıyı, yazarken, yabancı dil ile düşünmek;
mantıklı düşünmenizi sağlar. gülme boşuna işte ondan kem küm ediyorum(z). bunu
biliyor musunuz? hayır. peki okuyacak mısınız bu yazıyı? hayır. buraya kadar
çoktan demişsinizdir zaten, yazar burada ne demeye kotarıyor diye. Neyse konu
bu değil. Konu, bunu gerçekten yapıyor oluşunuz. ciddi ciddi hem de. Bu yazıyı
5.yüzyılda yazacak olsaydım, yazamayacak mıydım şimdi ben, neden? çünkü
ingilizce yoktu o zamanlar, en azından bence öyle. neyse konu bu da değil.
konu; bitmek bilmeyen sahip olma isteğiniz. senin bunu beğenmiyor oluşun, bu
yazının kötü olduğu anlamına gelmez. manyak mısınız, dalga geçiyorum lan. sana
demedim, kelimelerle konuşuyorum, aslında anlamsız sesler ve çizgilerle. konu
tam olarak bu işte. konu, vazgeçtim söylemeyeceğim, cinslik değil mi?
eskilerden.
eskilerden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder