21 Ekim 2014 Salı

sıcak.

soğuk. daha önce hiç bu kadar soğuk olmamış gibi. köşedeki tayfur ağbi o gece içemeyecekmiş gibi soğuk. palyaçoları fark ettiremeyecek, kaldırımların içini dökecek hatta patlatacak kadar soğuk. bu ne soğuk lan böyle?

üşüyorsan dünyayı yakayım dedirtecek kadar soğuk ama bir o kadar da belirsiz. yakmak ne kadar kolay di mi, ya da yanmak. kolay bir şey zannediyoruz bunları. kolay sandığımız o kadar çok şey var ki. daha az önce dünyayı yakıyordum mesela, şimdi olsa yakmam. ne gerek var? ısınmadım ama artık yakmak istemiyorum. sanırım bu soğuk muhabbetini sabaha kadar sürdürebilirim. biri bana dur desin.

' 22.54 civarıydı. tam hatırlamıyordum ama düşündüğümde ancak o kadar geri gidebiliyordum. bank buldum bir tane kendime, köşede bir yerde. gelip geçenleri seyretmek istiyordum. sizin gibi sık yaparım bunu. bir yere amaçsızca oturup gelip geçenleri seyretmeyen yoktur çünkü. ya amaçsızca oturursun ya da oturduktan sonra amacını kaybedersin. bir şeyleri kaybetmek için de 22.54'ten uygun bir vakit yoktur. ben de bulmuştum o vakti.

cigaramı çıkardım, ateş sönmesin diye diğer elimle hava akımını kesip cigaramı yaktım. hafif bir çıtırdı geldi, hayal edebilirsiniz. bir fırt çektim, dumanını üfledim. sonra arkama yaslandım. sol tarafımdaki bankta oturan birisine selam verecekti tanıdığı, elini uzattı. elektrik çarptı. elini geri çekti. çok sıkıcı, çok bayat farkındayım ama daha başka ne olabilir ki?'

bazen kendini uzaklaştırırsın bir yerden, dört duvar ya da iki kapı arasından. koşarcasına gidersin ama yorulmazsın. burnunun ucu sızlar, kulağının ucu donar ama sen yanarsın. sonra neden koştuğunu unutursun. soluk soluğa kalıp napıyorum lan ben dersin, hatta utanmaz söversin de bazen. bunları neden mi yaparsın? tayfur ağbi yeniden içebilsin diye. palyaçolar fark edilsin diye. kaldırımlar patlamasın diye. bu hayatta sen koşunca bir şeyler değişsin, ısınsın diye. bu lanet ve lakayt yer dar gelmesin sana diye.

kafam yandı sanırım.

balkondan bildiriyorum. saat 00.37. hava soğuk. dikkat edin.

ya da bi çay demleyin, içelim. içimiz ısınsın. koşmayalım. ne dersiniz?