2 Aralık 2014 Salı

uçurum

bir şeye ne zaman adım atsam koşarken buluyorum kendimi. neden fren eklemediniz bana? ya da niye son virajdan önce aklıma geliyor durmak? şimdi işin yoksa bir sürü şarkı dinle, bir sürü şey oku. ne diyordu menteş, şiddete meyyalim vallahi dertten.

bu yazdıklarımın gerçek kişi, kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur. ya da sınırlıdır. son zamanlarda bu da çıktı, sınırlı yokluk. sınırlı varlık. varlık ve hiçlik. adım atınca böyle korkunç bir mutluluğa adım atmak gerekiyor, o zaman sınırdakileri dışarıdan görebiliyorsun. bunun, dışardan görmenin bir çok şeyle alakası var ama. ceviz ağacının altında bir şey yetişmez mesela, dikersen ölür. dışardan bakarsan, sağ kalırsın. bunun gibi bir şey. bir şey isteyecekseniz, çam ağacından isteyin. dallarını, gölgesini ve kokusunu. o sizi barındırır.

cigarayı son kez çekmeden filtresine kadar gelmişti tütün. aklıma gelenleri sıraladım, aklımdan önce gözlerim geldi. yanıyordu. sonra onu yakan, son fırt'ından önce aklıma gelmeyen cigara geldi, ona yandım. baktım aklıma acıdan başka bir şey gelmiyor, bakmayı bıraktım ben de. acının iki anlamı var ama, onları bırakmadım. ve ilk anlamı gerçek, diğeri ise pek bilinmez.


2 yorum:

  1. sonuç; her ne olursa olsun yine yanacağız, yine yanacağız..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne diyordu, mutluluk mutsuzluğa alışma hali. Ya da bunun gibi bir şeydi işte. Yanmaktan zevk alıyor muyuz bilmiyorum ama her ne olursa olsun yine yanacağız ..

      Sil