28 Nisan 2014 Pazartesi

soru işareti.

İnsan bir kez doğmaya görsün, hemen ağlayıverir, sanki ilerde ne kadar mutsuz olacağını göstermek istermiş gibi. Bir demo sunar bize, içim yanıyor, sizin havanız yakıyor beni der metafor olarak da. Havanız batsın der, bağıra bağıra. Uterus sendromundan yeni kurtulmuştur, doğumu bir kurtuluştur ama pek de böyle devam edecek gibi gelmez ona. Hemen bitiverecekmiş gibi gelir. Bizim anlamadığımız ve hiçbir zaman da anlayamayacağımız bir dilden konuşmaya başlar. (İnsan belli bir yaştan sonra 40 kHz'in üstündeki sesleri algılayamaz. Sanırım bebeklerle iletişim eksikliğimizin bir sebebi de bu.)

Bu doğmaya görsün lafı da çok garibime gidiyor, ben uydurmuş da olabilirim. Böyle bir sözcük yoksa da kusura bakmayın sayın okur, anca böyle başlayabilirdim  bu yazıya. Çünkü, iki kelime de bağlantılı gelir bana hep. Her nefeste yeniden doğduğumuzu ve saniyede 24 kare kaydettiğimizi düşünürsek, sürekli birlikte yürüyen eylemler olduğunu anlarız.

Mutlu olduğumuz anların toplamının 15-20 dakikayı geçmeyeceğini biliyoruz. Azınlık iyi bir şey burada, bunu irdelememize gerek yok. İrdelemek daha doğrusu size bırakmak istediğim nokta şu; mutlu olduğumuz anların dışında ne görüyoruz, neler doğuruyor bilincimiz, nelere gebesiniz? Daha önce gördüklerinizden hiç ders çıkardınız mı? Ne kaybederek geldiniz buralara? Elinizdekiler size ne kazandırdı? Ya da değiştireyim soruyu, yanınızdakiler size ne kazandırdı ya da kaybettirdi?

Siz bir doğmaya görün, sizde kimler ne görecek, ne biçecek size...

4 yorum:

  1. "Hicbir kere hayat bayram olmadi ya da her nefes alisimiz bayramdi" yine dokturmussunuz mirim guzel bir yazi elinize emeginize saglik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Azizim, sizin düşüncenize sağlık.

      Sil
  2. mutlu olmadığımız anların dışında bizi mutsuz edecek şeyleri didikliyoruz onlara odaklanıyoruz. okuyoruz durmadan değişik bakış açıları elde etmek adına ama hala değişkenliği bir sihirli değnek misali dışarıdan bekliyoruz.hep bir beklenti hep bir hayal kırıklığı. yargılamayacaksın insanları bırakacaksın ve oldukları gibi kabul edeceksin bu insan kısmı biiiir. İkinci olaylar kısmı burada da oldu bittiyse sonuç çıkar yaz beynine ama yine tekrarlarsan bu senin suçun oluyor artık. yani olayları insanları iplemekle geçiyor hayatımız. defalarca ders çıkarıyoruz, masumiyetimizi kaybediyoruz ama hala onu arıyoruz. yanımdakiler azaldı galiba bunu ben istedim. onlar dürüstlüğümü kaybetmemi istediler ben de beceremedim. sessizim içime dönüğüm ve hala bin umudum var..
    biraz karışık oldu ama burada nedense zihnim hızlı çalışıyor ve karışıyor, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok güzel anlatmışsın. mutsuz edecek şeyleri didiklerken mutlu edecek küçük şeyleri kaçırıyoruz. hep bekliyoruz hep kırılıyoruz. sihirli değnek olsa, biz istemeden halletmesini isterdik sanırım, öyle beklenti içine giriyoruz bazen. ciddiye alınca önemli oluyor bir de, yanlış yerde yanlış şeylere önem veriyoruz. kaybedince kıymet biliyoruz.
      bir umuttur yaşatan insanı..
      tam gece modunda çalışıyor, bizim gibi. :)
      ben teşekkür ederim. :)

      Sil